İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ DURUM, BEKLENTİLERİMİZ VE ÇÖZÜM OLARAK GÖRDÜKLERİMİZ
Son döviz kurlarının artışları buna bağlı olarak emtia fiyatlarının yükselmesiyle çoğalan girdi maliyetlerin artışları neticesinde beklentimiz ve üreticilerimizin beklentisi çiğ süt fiyatlarının da yukarı yönde artmasıdır.
Birlik başkanı olarak ve Ekim 2021’den bu tarafa içinde yönetici ve üretici temsilcisi olarak bulunduğum USK’nın toplanması çiğ süt fiyatlarının revize edilmesi için her türlü girişimi, görüşmeyi yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Yaptığım her şeyi her görüşmeyi her anı sosyal medya aracılığı ile paylaşmayınca bir çaba sarf etmiyormuşuz gibi ağır ithamlarda bulunan üreticilerimiz var.
Bir şeyi açık net paylaşmak isterim ki sosyal medyada anlık bilgi paylaşmaya çalışan ve taleplerini ileten üreticilerimizin de beğenileri, yorumları ile gönüllerinde bir yere oturttukları, onların haklarını aradıklarını sandıkları insanların paylaştıkları bilgilerin birçoğunu ben ve benim gibilerden veya ilgili bakanlık yetkililerinden alıp paylaştıklarını bilmelerini isterim.
Sosyal medya ve basın sesimizi duyurmak için etkili organdır. Ancak muhataplarına ulaşamadığın zaman kullanmak uygundur. Bizler üreticilerimiz adına işin muhataplarına ulaşabilir, derdimizi de dertlerimizi de anlatabilir durumdayız. Üreticilerimiz bu konuda müsterih olsun.
Ulusal Süt Konseyi’nin 2008 yılında mevzuatı yayınlanmış ve 2009 yılında kurularak faaliyete başlamıştır. USK’nın kuruluş amacı Balıkesir – Bursa – Çanakkale ve Tekirdağ tarafında 3’er aylık yapılan dönemsel ihaleler ile oluşan çiğ süt fiyatlarının yasal zeminde belirlenmesini sağlamaktı. Ayrıca sürekli bu bölgelerden çok daha aşağı fiyatlara süt alan Ege (İzmir) ve İç Anadolu (Konya) gibi illerin çiğ süt fiyatlarını da Marmara’da oluşan fiyatlara denklemek düşüncesiydi. Bu ve bunun gibi sebepler ile çıkılan yola en çok destek veren, kuruluşunda yer alanda Balıkesir, Bursa, Çanakkale ve Tekirdağ illerinde kurulu bulunan süt fiyatlarını o günlerde belirleyen Süt Üretici Birlikleriydi…
Bu güne gelince bu illerdeki Birlikler İzmir ve Konya fiyatlarını yukarı taşıyıp o bölgelerdeki üreticilerimize yardımcı olmak niyetiyle çıktığı yolda fiyatlar İzmir ve Konya fiyatlarına düştü ve üretici kendi fiyatını kendi belirleyemez hale geldi.
Üretici tavsiye fiyatını belirlemek için çatı örgüt olan USK kriterlerinde üretici fiyatı hesaplamasında dünyada 1,5 parite alınırken bizde 1,3 alınır hale geldi.
Şimdilerde ise artık 1,3 paritenin içine soğutma ve ara hizmet bedelleri, bunun yanı sıra son iki yıldır pandemi sebep gösterilerek devlet teşvikleri de katıldı.
Bu yapının eksiklerini gidermek belli bir nizama kavuşmasını sağlamak dolayısı ile üreticilerimizin ve sanayicilerimiz arasındaki kör dövüşü bitirmek için yapılan çalışmaların sonucu zaman içerisinde sanayicilerimiz kapasite arttırırken, üreticimiz daha çok çalışmasına karşın daha çok borçlanan ve sürekli üretici sayısı azalan bir topluluk haline geldi.
Biz üreticiler artık sanayiciler tarafından istedikleri gibi kullanılmaya çalışılan, Bürokratların müsaadesine bağlı fiyat oluşumunu bekleyen ve dünyada ki her gelişmeden eksi yönde etkilenen ve özellikle hak edişimiz olan fiyatın verilmemesi ile tüketiciye yansımasın diye verilen (aslında tüketiciye verilen) teşviklerden kaynaklı devletten emeksiz para alan topluluk olarak gözükmekten bıktık. Tüketicilerin alım gücü zayıflıklarını biz üreticileri suçlayarak kapatmaya çalışmalarından da bunaldık.
Bizler ürünümüzün karşılığına gelen hakkımız olan bedeli istiyoruz.
Bunu da zamanında istiyoruz.
Dolayısı ile;
- Çiğ süt fiyatı USK tarafından belirlenmelidir.
- USK’da belirlenen fiyat üreticinin brüt fiyatı olmalıdır.
- Parite 1,5 olmalıdır.
- İçerisinde hiçbir şekilde ara hizmet bedelleri bulunmamalıdır. Çünkü her il her ilçenin coğrafi durumu farklıdır.
- Teşviklerde bu işin dışında tutulmalı, normalin dışındaki üretim talebini arttırmak veya azaltmak için kullanılmalıdır.
- Yeni sıfırdan işletme kurulumuna izin verilmemeli. Yeni işletme numarası dahi verilmemelidir.
- Teşvikler öncelikle kırsalda arazide bu işi yapanları işin içinde tutmak üzerine olmalıdır. Sektör dışından olanları sektöre sokmak, müteahhitlere faiz yükü düşük kredi sağlamak için olmamalıdır. Süt teşviklerinde besilik ve buzağı desteklemelerinde olduğu gibi sayısal kısıtlamalar olmalı buradan gelecek bütçe aile işletmelerinde kullanılmalıdır.
- Tarımsal desteklemeler ekilişleri yapılmadan belirlenmelidir.
- “Bugünün işini yarına bırakma sözünden yola çıkarak bugün olması gereken bugün olmalıdır.” Çünkü yarının bedeli hep üreticimize daha ağır şartlarda gelmektedir.
- Bu ve benzer düzenlemeler olmaz ise ne olur ?
- Çözüm olarak gördüğü yapılardan uzaklaşır.
- Bir dönem kendi başına çareler arar ve daha dağınık yapıların oluşmasına sebebiyet verilir.
- Sonuç olarak sektör adına telafisi güç ve milletimiz adına bedeli ağır; hammadde üretiminin azlığından gıdaya dahi ulaşmanın zorlaştığı zamanların gelmesine davetiye çıkartılmış olur.
Haberler